İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) açıkladığı Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu arasında yer alan fabrikaların büyümek ve kâr oranlarını artırmak için yaptıkları ortak. İşçi haklarını gasp etmek, esnek çalışmayla sömürüyü artırmak. Dünya otomobil tekelleri arasında yer alan Mercedes ve yine dünya markası olmakla övünen Grundig de bu raporda yer alan fabrikalardan.
Her iki fabrika da İSO raporunda en önlerde yer alıyor, ikisi de kriz gerekçesiyle işçi çıkarmış ve sosyal haklarda kısıtlamalara gitmiş. Türk Metal’in örgütlü olduğu iki fabrikanın işçileriyle çalışma koşullarını, yaşananları ve taleplerini konuştuk.
İŞÇİ KÜÇÜLÜYOR, FABRİKALAR BÜYÜYOR
Mercedes Benz Türk, Türkiye’de en kârlı şirketler arasında 21. sırada yer alıyor. Karlılıkta en büyük sıçramayı yapan firmalar arasında ise 319 milyon lira ile 7. sırada. Satış sırasında düşüş yaşayan Mercedes, buna karşın kârlılığını arttırmış. 4 bin 200 kişinin çalıştığı fabrikada, işçiler, Mart ayında idari personele hiç zam yapılmadığını, kendi ücretlerinin ise sadece 60 TL artırıldığını aktardı. İşçiler ise bu durumu şöyle anlatıyor: “Fabrika karlılıkta da rekor kırıyor ama biz bir türlü ekonomide rekor kıramıyoruz.”
Mercedes’te çalışan işçilerden biri yaşananları değerlendirirken işçilerin ücretinin ve diğer haklarının geçmiş yıllara oranla çok geriye gittiğine dikkat çekerek şöyle devam etti: “Fazla mesailerimiz 150 saatlik bir havuz oluşturularak havuza aktarılıyor. Mesai paraları patronun istediği bir zamanda veriliyor ya da hiç vermeyip izin olarak kullandırıyorlar.”
ERZAK YARDIMI DÜŞTÜ
Bir diğer Mercedes işçisi ise “Erzaklarımız 150 Avro’dan 50 TL’ye düşürüldü. Fabrikayı bu günlere taşıyan biziz. Fabrika en büyük fabrikalar listesinde hep en önlerde yer alıyor. Kimin sayesinde bizim sayemizde. Ama iş işçinin hakkına gelince erzak paralarımıza bile göz diktiler” diye konuştu.
Bir başka Mercedes işçisi ise şunları dile getirdi: “Bizim çalışma koşullarımız çok ağır sürekli fazla mesaiye kalıyoruz, bir de kriz gerekçesi ile işçi çıkarımı yaşandı. Bize bir zam yaptılar ardından fabrikada kendi paramızla aldığımız çaya zam yaptılar. Yani yaptıkları zammı fazlasıyla geri aldılar. Fabrika büyüsün tabi ama fabrika büyüdükçe bizim haklar kısıtlanıyor. Şimdi bir de 2010 yılına kadar zam yapılmayacağı söylentileri dolaşıyor. Fabrikada hep üretimi arttırıyorum ama karşılığın da bize ödül olarak bunları veriyorlar.”
GRUNDİG’DE İŞTEN ATILMA KORKUSU
Bir dokun bin ah işit durumu Gurindig işçileri için de geçerli. Grundig İSO raporunda 42. sırada yer alıyor. Eski ismi ile Beko Elektironik, sonrasında Grundik olan fabrika şimdilerde yeniden isim değiştirerek Arcelik olarak faaliyetini sürdürüyor. Asıl olarak Arçelik gurubuna bağlı bu fabrika, her isim değişikliğinde işçi de çıkartıyor. 2007’den beri 1000’in üzerin de işçi çıkaran fabrikanın işçileri ise yaşanan belirsizlikten dolayı “Acaba ne olacak?” bekleyişi içinde olduklarını aktardılar. Esnek üretim modellerinin uygulandığı fabrikada çalışan işçiler her an işten atılma sırasının kendilerine gelebileceği korkusunu yaşadıklarını anlattılar. Fabrikada çalışan bir işçi yaşananları şöyle değerlendirdi: “Fabrikanın kârı iyi ama işçiye gelince yok diyorlar. Fabrikamızın yeni sloganı, 2010 hedef ilk on. Bu hedefleri patronlar kendi başların tutturmadı, hedeflerini de kendi başlarına tutturmayacaklar. Üretimi yapan biziz iş bize gelince bir sürü gerekçe buluyorlar. Kriz gerekçesiyle pek çok işçi işten atıldı.”
EKMEK ALAMAYAN İŞÇİLER VAR
Bir diğer işçi ise şunları anlattı: “Şimdilerde 5 işçin yapacağı işi 1 işçiye yaptırıyorlar. Az adamla eskiden daha çok iş yapmaya zorlanıyoruz. Fabrikada hem kriz var deyip işçi atıyorlar hem de sürekli büyüyorlar, ama dünya markası için biz bir şey ifade etmiyoruz. Fabrikayı büyüten biziz daha fazla büyümesini de isteriz ama emeğimizin karşılığının da isteriz. Hepimizin durumu giderek kötüleşiyor, ekmek alacak para bulamayanlarımız dahi oluyor.”
Bir başka işçi ise ”Ben yan sanayi olan Güröz de çalışıyorum. Biz daha evvel sendikalıydık, sonra girdi çıktı yapılarak, Güröz’e devredildik. Güröz sendikasız ve eskiye oranla daha düşük haklarla çalışıyoruz. Biz fakirleşiyoruz ama daha çok çalışıyoruz. Fabrika da daha çok kazanıyor. Eskiden fabrikanın çalışma koşulları daha iyi idi ama şimdilerde her şeye ‘Kriz var’ diyorlar bizim haklarımızı elimizden alıyorlar.”
Kreşin kapanmasının gündemde olduğu fabrikada, işçiler “Yarın ne olacak acaba işten mi atılacağız, fabrika taşınacak mı?” gibi korkularla çalıştıklarını ifade ettiler.
SENDİKACILAR GÖREVİNİ YAPMALI
Her iki fabrikanın kadrolu işçileri Türk Metal Sendikası’nda örgütlü. Mercedes’te Türk Metal 1 No’lu Şube örgütlüyken Arçelik işçileri ise Türk Metal İstanbul Şube’nin üyesi. Tüm bu olup bitenler karşısında sendikacıların tepkisiz kaldığını söyleyen işçiler, sendikalarına güven sorunu yaşadıklarını belirterek, göreve çağırdılar.
Arçelik’ten bir işçi “Ben Güröz firmasında çalışıyorum, girdi çıktı yaptılar, çıkarırken bütün haklarımızı verdiler ama kağıt üzerinde yaptıkları bu iş sonun da benim ücretim düşürüldü. Biz şimdi sendikasızız, sendikanın bu göz yummalarından dolayı da sendikalaşmayı göze alamıyoruz, zaten sendikanında bizi üye yapmaya gönlü yok olsaydı başta tavır koyardı” dedi.
Bir diğer Arçelik işçisi de şöyle devam etti: “Fabrikadan bir çok işçi işten atıldı, ama ne hikmetse sendikanın adamları atılmadı, sendika onca haksızlığa ses çıkarmadı. Fabrikanın sayısı yarı yarıya düştü onca işten çıkarmalara sendikadan tık çıkmadı. Biz böyle bir sendikaya nasıl güvenelim. Tamam sendikalı olmak iyi bir şey ama sendikacı işçiye sahip çıkarsa yoksa bizim fabrikada sendika var demeye bin şahit ararsın.”
Mercedes’ten bir işçi ise, “Erzaklar düşürüldü sendikada ses yok, işçi çıkarılsa sendikada ses yok. Sendika ancak üst makamlarla görüşerek iş çözmeye çalışıyor, biz böyle bir sendika istemiyoruz. Sözde seçim yapıyorlar hep kendi adamları seçiliyor. Biz fabrikada sendikanın kapısının önünden geçerken dönüp bakmıyoruz bile” dedi.
İŞTEN ATMALAR ADALETLİ OLSUN
Türk Metal İstanbul Şube Başkanı Tufan Şimşek: Ben 15 yıl işçilik yaptım, Beko’dan gelmeyim. Ben işyerindeki çıkışlarda hep adil çıkış olması gerektiğini savundum. Bunun kavgasını veriyoruz fabrikalar da. Ama buna rağmen maalesef adaletsizlikler yaşanıyor. Sendikanın adamı diyor arkadaşlar böyle bir şey yok, sendikaya üye olan herkes sendikanın karşısın da eşittir, aynı haklara sahiptir. Bunu iddia eden arkadaşlar gelsinler tartışalım. Benim kapım işçi arkadaşlarıma 24 saat açık.
Taşaron konusunda da çabalıyoruz. Beko yönetimi ile görüşmelerimiz oldu. Dedik ki aynı fabrika da aynı üretimi yapıyor arkadaşlarımız bütün işçiler kadrolu olsun. Ve bu görüşmelerimiz sonunda büyük olasılıkla Aralık ayında taşeron kalkacak, herkes kadrolu ve sendikallı olacak bunun da müjdesini vereyim.
TİS’TE YOKTU
Türk Metal İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Murat Salar: Sosyal yardımlar 15-16 kalemdir ve sözleşme ile belirlenirler. Sözleşme ile belirlenen hiçbir hakkımız da geri adım atılmamıştır. Örneğin ikramiyelerimizde düşüş yoktur. 4 net ikramiye alınır. Biz sözleşme dışında fabrikanın kârına bakıyor ve sen bu yıl bu kadar kâr ettin ve bu kârda emeği olan işçine şunu şunu ver diyoruz. Her yıl böyle TİS dışında haklar elde ediyoruz. Mercedes’te arkadaşlarımıza Leptop, ufak mutfak aletleri dağıttırdık. 2007’de cumhuriyet altını dağıttırdık. 2009 yılında ilk kez erzaklarda biraz düşürülme oldu. Bu zaten sözleşmede yoktu. Hadımköy Mercedes’te çıkışlar gündeme geldiğinde biz fabrikaya rastgele işçi atamazsınız dedik. Sadece emekliliği dolan ve kendi rızası ile ayrılmak isteyenleri çıkartabilirsiniz dedik. Ayrıca çıkarılanlara 6 aylık ücret tutarında ikramiyeyi şart koyduk. Çıkarılanlar hep bu durumda olanlardır. Bunun dışında 10-20 arkadaşımız ekonomik sıkıntılarından dolayı haklarını alıp çıkmak istemiştir ve çıkış denilen olay böyle olmuştur.
Aksaray’daki fabrikada işten çıkarılmak istenen 120 arkadaşımızı da buraya naklettirdik. Sendikamızın her şeyi demokratiktir eğer biz yanlış yapıyorsak arkadaşlar seçimlerde istediklerini seçerler.