Krizi bahane eden medya patronları, Doğan Medya Grubu’na bağlı Kanal D, CNN Türk ve Star Televizyonu ile Hürriyet ve Milliyet gazetelerinde; Ciner Grubu’na bağlı Kanal 1 ve Habertürk’te; Doğuş grubu’na bağlı NTV ve Kral TV’de; Çukurova Grubu’na bağlı Sky Türk televizyonu ve Akşam gazetesinde, Kanal 7’de ve onlarca şirkette yüzlerce medya emekçisini işten attı. Habere yetişmek için ellerinde mikrofon, omuzlarında fotoğraf makineleri ya da kameralarıyla İstiklal Caddesi üzerinde koşturan ‘gazeteciler’ ise dün aynı cadde üzerinde işten atılmaları, sloganlar atarak, dövizler taşıyarak protesto ettiler.
Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın (TGS) çağrısıyla Taksim Tramvay Durağı’nda bir araya gelen gazeteciler, ‘Medyada emekçi kıyımına son’ pankartı arkasında Galatasaray Meydanı’na yürüdü. Galatasaray Meydanı’na kadar ‘Direne direne kazanacağız’, ‘Zam zulüm işkence işte AKP’, ‘Özgür basın susturulamaz’, ‘İşten atmalara hamdolsun demeyeceğiz’ sloganlarını atan gazeteciler, burada bir basın açıklaması yaptılar.
Medya patronları iyice pervasızlaştı
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti eski Başkanı Nail Güreli, Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Ercan İpekçi, Türk-İş Genel Sekreteri Mustafa Türkel, TGC İkinci Başkanı ve gazetemiz yazarı Turgay Olcayto, Şükran Soner, gazetemizin Yazı İşleri Müdürü Fatih Polat ve Birgün Gazetesi Yayın Danışmanı Ahmet Tulgar’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda gazetecinin katıldığı eylemde, medya patronlarına ve AKP’ye karşı sloganlar öne çıktı.
Gazeteciler adına basın açıklamasını yapan TGS İstanbul Şube Başkanı Rüya Özkalkan, medya patronlarının krizi bahane ederek kârlarını korumak için krizin faturasını medya çalışanlarına kestiğini söyledi. Medya patronlarının iyice pervasızlaştığını vurgulayan Özkalkan, son birkaç ayda medya gruplarında ve onlarca şirkette kriz bahanesiyle yüzlerce medya emekçisinin işinden edildiğini dile getirdi.
Krizi emekçiler yaratmadı
Krizi emekçilerin yaratmadığına dikkat çeken Özkalkan, krizin sorumlularının da emekçiler olmadığını kaydetti. Gazetelerde, televizyonlarda Avrupa Birliği (AB) rüyaları görüp çalışanlarına Afrika standartlarını reva gören medya patronlarının krizin sorumlusu olduğunu belirten Özkalkan, “Bu krizin sorumlusu kriz fırsatçısı açık gözlü medya patronlarının dostu AKP Hükümeti’dir” diye konuştu. Daha birkaç ay önce ‘Yıpranıyoruz’ çığlıklarına kulaklarını tıkayan, ancak medya patronlarına milyarlarca kaynak aktaran AKP Hükümeti’nin yalnızca emeğe değil özgür düşünceye de düşman olduğunu ifade eden Özkalkan, muhalif haberlere imza atan yedi muhabire Başbakanlıkça uygulanan ‘akreditasyon’ yasağının AKP’nin son icraatı olduğunu vurguladı. Çalık Grubu’nda yetki sahibi olmalarına rağmen işyeri temsilcilerinin işten atıldığına, üyelerinin ise görülmemiş baskılarla yıldırılmak istendiğine dikkat çekerek AKP Hükümeti’ni uyaran Özkalkan, “Size akredite olmayacağız! Basın özgürlüğü mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi. Basın açıklamasından sonra eylemi izleyen bazı gazeteciler, fotoğraf makinalarını yere bırakarak arkadaşlarına destek verdiler. (İstanbul/EVRENSEL)
‘Örgütlenmek zorundayız’
Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi: Türkiye gazeteceler sendikası’nın örgütlülük mücadelesi devam ediyor. Siyasi iktidarlara karşı mücadelemizi verdik, medya patronlarına karşı mücadelemizi verdik. Bu zamana kadar basın emekçileri olarak tek korkumuz işten atılmaktı. Sendika üyesi olursak işten atılırız korkusuyla günlerimizi geçirdik. Sendika üyesi olmadan da medya patronları basın emekçilerinden çok kolaylıkla vazgeçebiliyorlar. Onlara karşı mücadelenin yolu örgütlenmektir. Onlar istedikleri zaman kendi aralarındaki dayanışmayı çok kolay güçlendirebiliyorlar. Patronlar siyasi iktidarlarla çok çabuk anlaşıp çok çabuk kavga edebiliyorlar. Kendi çıkarları için bir araya gelen bu zihniyete karşı mücadele etmeliyiz.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti eski Başkanı Nail Güreli: Bugün çalışma hakkının hiçe sayıldığı; yoksulluğun, yolsuzluğun gırtlağımıza kadar geldiği bu noktaya nasıl geldik bunu unutmamalıyız. İki ayağı var bunun; biri 12 Eylül darbesi ve onun ardından gelen faşizan uygulamalar. Sendikaların üzerine gidildi, toplumun örgütlenmesi sindirilmeye çalışıldı.
Türk-İş Genel Sekreteri Mustafa Türkel: Medya çalışanları olmazsa ekranlarını karartmak zorunda kalırlar. . Türkiye'de gazete televizyon çalışanları olarak bir kez riski göze alın. Türkiye'de emek gücüne önderlik edin.