3 Ağustos 2009 Pazartesi

Öcalan, 15 Ağustos'ta yol haritasını açıklayabilecek mi?

KUZEY IRAK GÜNCESİ

ANKARA

Hak ve Özgürlükler Partisi (HAKPAR) Onursal Başkanı, eski Erzurum Milletvekili Abdülmelik Fırat, Kürt sorununun çözümünde AKP'nin misyon sahibi olmadığını savunarak "AKP bazı uğraşlar içinde. Ancak çok cesur adımlar atılmazsa varolan fırsatlar kaçar. Bu da AKP'nin sonu olur" dedi. ANKA'nın dünkü haberine göre Fırat, "Türkiye, Kürt sorununu bireysel demokratik haklar olarak dayatma peşinde. Ancak dış güçler kesin çözüm istiyor ve bunu dayatıyor. Kürt sorunu çözülecek. Çünkü Batı'nın gaza, petrole ihtiyacı var. Türkiye bir enerji koridoru haline geliyor" diye konuştu.

PKK

Öcalan, çatışmaların durmasında rol alması için şartlarının düzeltilmesi gerektiğini söyledi. Fırat Haber Ajansı'nın pazar günkü haberine göre Öcalan şunları söyledi: "Bu sorunun demokratik çözümü için bir müzakereye ihtiyaç vardır. Bu çatışmaları durdurmak istiyorum. Benim tarihi bir sorumluluğum var. Eğer ben burada elimi çekersem korkunç şeyler de olabilir. Bölgede muazzam politik kültür oluşmuş, beş on bin silahlı kişi var dağlarda, Kürtlerin her türlü gücü de var. Hiç kimse durduramaz. Eğer burada bu ölümleri, çatışmaları durdurmam isteniyorsa, benim rol almam isteniyorsa o zaman şartlarımın da düzeltilmesi gerekir. Ben burada bu şartlarda hiçbir şey yapacak durumda değilim, istesem de bunu yapamam. Bir kere sağlık sorunlarım el vermiyor buna. Bu sağlık sorunlarıyla bu şartlarda bu sorumluluğu yürütmem mümkün de değil."

15 Ağustos'ta yol haritasını sunduktan sonra çekileceğini söyleyen Öcalan, "Artık çözümün nasıl olacağına ilişkin Kürtler kendi kararını verir, PKK kendi kararını verir, DTP kendi kararını verir, Kürt halkı kendi kararını verir. Herkes kendi kararını kendisi verir. Ben buradan dağdaki adam hakkında karar verecek durumda değilim. Hatta Kandil merkezi dahi karar veremez. Her grup her kişi kendi kararını kendisi verir" dedi.

PKK'nın askeri kanadı HPG komutanlarından Şoreş Piran, 2 Ağustos 1999'da Türkiye'den çekilmelerinin 10. yıldönümüyle ilgili olarak "Halen sayılarını netleştiremediğimiz 500 arkadaşımız şehit oldu. Yol üzerinde uygun olmayan arazilerde temasa zorlandığımız için uygun savunma yapamadık. Yeni çağrılar yapmak gerçekçi değil. Somut adım atılmadan ikinci defa kimse bizi faka bastıramaz" dedi.

Fırat Haber Ajansı'nın pazar günkü haberine göre Adnan Piro "Barışın koşulları gelişir, Kürt halkının özgür geleceği garanti altına alınırsa zaten silaha ve şiddete gerek kalmayacaktır. Dağa çıkanların tümü de öyle silah ve savaşa âşık insanlar değildir" diye konuştu.
Şoreşvan Mardin ise şunları şöyledi: "Demokratik bir Türkiye istiyoruz. Cumhuriyet yerinde kalsın. Türk ordusu kendisini uzun süreli bir savaşa hazırlıyor. Bu savaşın kimseye yararı olmaz."

KUZEY IRAK

Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani, Newsweek dergisinin son sayısında yayımlanan röportajında "PKK'nın Irak'ın Kürdistan bölgesinden Türkiye'ye saldırmaması taahhüdünüz ne oldu" sorusunu yanıtlarken "PKK'nın buradan saldırıları düzenlemesine izin vermedik. PKK'nın varlığı bir ölçüde abartıldı. Bu bölge, İran, Irak ve Türkiye arasında, herhangi bir güç için kontrol edilmesi zor, çetin bir dağ bölgesidir" diye konuştu.

Barzani, dün, Sabah gazetesinde Nur Batur'un sorularına verdiği yanıtta "Durum müsait olduğunda Türkiye'ye gelmekten çok mutlu olurum" dedi. Barzani, "durumun müsait olması"nın ise Ankara ile konuşulması gereken bir konu olduğunu belirtti.

GELİŞMELER NEYE İŞARET EDİYOR

Kuzey Irak'ta PKK varlığına askeri olarak son verilemeyeceğini ve sorunun Türkiye'nin içinde olduğunu ima eden Barzani'nin sözlerinden Ankara'dan davet beklediği fark ediliyor.
Fırat'ın sözleri, Ankara'nın Kürt sorununun çözümünde Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ tarafından çizilen "kırmızı çizgi"lerine işaret ediyor ve bu "limitler"in aşılması için uluslararası baskı yapılacağını düşündürtüyor.

Kimi köşe yazarlarının "PKK sınır dışına çıksın" yönündeki önerilerine yanıt niteliği taşıyan HPG komutanlarının açıklamaları, hem örgütün Kürt sorununun çözüldüğünü görmesi halinde kendiliğinden silah bırakacağını vurguluyor hem de Kürt açılımı tartışmalarıyla kamuoyunda silahların susması yönünde bir beklentinin oluştuğu sırada askeri planda büyük çarpışmaların yaklaştığına işaret ediyor.

İşlevselliğini ön plana çıkararak Ankara'yı mevcut koşullarında önemli değişiklikler yapmaya zorlayan Öcalan, 15 Ağustos'tan sonra örgütü "serbest" bırakacağını ima ediyor.
Öcalan'ın yol haritası açıklamasını ilk önce 1 Eylül Dünya Barış Günü'ne denk getireceğini söylemesi ancak sonradan açıklamayı örgütün savaş sahnesine çıkış tarihine çekmesi ve DTP'nin buna uygun olarak PKK'nın 15 Ağustos 1984'te bastığı iki ilçeden biri olan Eruh'ta bu yol haritasını açıklayacak olması; önümüzdeki günlerde İmralı'ya ulaşımın "hava muhalefeti" ya da "koster arızası" nedeniyle aksayabileceğine işaret ediyor.

Cevdet Aşkın
Referans / 04.08.09