(14.10.09) - Eski Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer’in bu sene ilköğretim ders kitapları üzerinden yaptığı tarama, anti-bilimsel, ırkçı ve gerici eğitim müfredatının, eğitim sisteminin demirbaşı olduğunu birkez daha gösterdi.
Yaradılış inancı işleniyor, evrim teorisine saldırılıyor
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 5. sınıf kitabının ‘Her Şeyi Yaratan Allah’tır’ ünitesinde, evrim teorisine atıf yapılarak, maymun fotoğrafıyla birlikte şu sorulara yer veriliyor: “Bir maymunun anlamlı bir eser yazabilmesi mümkün müdür? Maymun, düzenli bir tek cümleyi bile rastgele de olsa yazabilir mi? Tesadüfen bir tek cümle bile yazılamazken koskoca evren tesadüfen meydana gelebilir mi? Tartışınız.”
“Her Türk asker doğar!”
Aynı kitabın ‘Vatanımız ve Milletimizi Seviyoruz’ isimli 6. ünitesindeyse ödev olarak ‘Vatan sevgisi ile ilgili sloganlar’ belirlemeleri istenen öğrencilerden asker uğurlama törenlerine dair düşünceleri ve “Vatan borcu, namus borcu” sözünün niçin kullanıldığı soruluyor.
Körüklenen ırkçılık ile yeni Ogün Samastlar yaratılıyor
Bu yıl yenilenen ve ‘Ermeni Sorunu’ yerine ‘Türkiye-Ermeni İlişkileri’ başlığının kullanıldığı 8. sınıf İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük kitabının ‘Atatürk’ten sonra Türkiye’ başlıklı 7. ünitedesindeyse ‘Asala cinayetlerini Türkiye’ye taşıdı’, ‘Bu defa da Bulgaristan’da öldürdüler’ başlıklı haberlerin yer aldığı gazete kupürlerinin altında öğrencilere ‘Gazete haberleri size Ermeni terörü hakkında hangi ipuçlarını veriyor?’ sorusu yöneltiliyor.
Burjuvazi yalanlarla düzenini korumaya çalışıyor
Tüm egemen sınıflar gibi burjuvazi de, kendi düzeninin sürekliliğini sağlayabilmek için diğer mekanizmaların yanısıra eğitim kurumlarını kullanır. Burjuvazi, kendi sınıfsal çıkarlarını diğer toplumsal kesimlerin de çıkarıymış gibi göstermeye çalışır.
Sermaye devleti için eğitim kurumu, kendi ideolojisinin toplum nezdinde karşılık bulmasını sağlayan temel önemde bir araçtır. Bu örnekte de görüldü üzere devlet bu aracı en verimli şekilde değerlendirmeye çalışıyor.
Eğitim sisteminin bütün aşamaları, gençliğe egemen ideolojiyi empoze etmek üzere şekillenmiştir. Eğitim kurumlarında bir yandan burjuvazinin yalanları pompalanıyor, diğer yandan da tartışmanın, sorgulamanın önüne geçmek için ezberci, anti-bilimsel bir yöntem uygulanıyor.
Aynı zamanda bugün eğitim sisteminin gerici ve ırkçı-şoven karaktereri öne çıkıyor.
Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana “tek dil, tek kültür ve tek millet” bilinci yaygınlaştırılmıştır. Ders kitapları gerici-ırkçı yalanlarla doludur. “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” söylemiyle bir paranoya yaratılırken, halklar arasında kin ve nefret tohumları ekiliyor. “Tek dil ve tek millet” yalanlarına, Kürt halkının dilini ve kültürü yok saymak eşlik ediyor, kardeş halklar ötekileştiriliyor.
Eğitim sisteminin bütününde ırkçılık ve şovenizm körükleniyor.
Fakat burjuvazinin ders kitaplarını doldurduğu yalanları fayda etmeyecek! Tüm bu yalanlar kapitalizmin alaşağı edilmesinin önüne geçemeyecek.